Gastroduodenal patolojilerle Helicobacter Pylori CagL (Sitotoksinle ilişkili Gen L) Polimorfizmi ilişkisi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Doğukan Özbey

Danışman: Bekir Sami Kocazeybek

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Giriş: Helicobacter pylori'nin (Hp) patogenezinde, cagA onkoproteinin, T4SS ile mide epiteline tutunması, sitotoksinle ilişkili CagL proteini ve konak hücrenin α5β1 integrin reseptörleri arasında gerçekleşir ve cagL proteinin, hiperdeğişken motif (cagLHM)'indeki polimorfizmlerin çeşitli gastroduodenal (GD) patolojilerin gelişim riskini arttırdığı ileri sürülmektedir. Bu çalışmada, gastrik kanser (GK)'li, duodenal ülser (DÜ)'li ve non-ülser dispepsi (NÜD)'li olgulardan elde edilmiş Hp DNA'larında bulunan CagL proteininin amino asit polimorfizmlerinin, GK ve DÜ gibi GD patolojiler ve kontrol grubu NÜD ile ilişkilerinin irdelenmesi ve bu ilişkinin Türkiye'ye özgü karakteristik özelliklerine dönük bir bakış açısının getirilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: cagL pozitif 19'u GK, 16'sı DÜ ve 26'sı NÜD hastalarının biyopsilerinden izole edilmiş Hp DNA izolatlarında cagL bölgesi Nested-PCR'la tanımlandı. cagL bölgesinin (özellikle CagLHM) nükleotid dizilerinin belirlenmesi Sanger dizi analiziyle, tek sıra a.a. ve kombinasyon tipi polimorfizmlerin saptanması ise MEGA7.0 programıyla yapıldı. Bulgular: GK'lilerde en sık D58/K59 iki sıralı a.a polimorfik kombinasyonu (AAPK) saptanmış, farklı iki istatistikte (tek ve çok değişkenli) anlamlı olarak sırasıyla p=0,0001, OR=42 ve p=0,0004, OR=8,9 belirlenmiştir. Toplam çalışma grubunda (GK+DÜ) ise yine aynı AAPK anlamlı olarak p=0,001, OR=6,5 belirlenmiştir. Diğer tek sıra ve AAPK'ler ile cinsiyet ve yaş bağımsız değişkenleriyle ilişkili anlamlı bir veri saptanamamıştır. Sonuç: GD patolojiler ve CagLHM bölgesi polimorfizmlerinin ilişkisine dönük Türkiye'den ilk kez bildirilen ve literatürde hiç olmayan bazı verilerin (cinsiyet ve yaş ilişkisi) de olduğu bu çalışmada özellikle D58/K59 AAPK'nin GK'lilerde bağımsız bir risk faktörü olarak saptanması ile birlikte coğrafik bölge olarak Doğu ülkeleri popülasyon özellikli olmasının da bir veri olarak öneminin olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca GK ile ilgili bu verimizin, daha fazla olgulu prospektif çalışmalarla hem ülkemizin hem de yurtdışı farklı coğrafik bölgelerden desteklenmesiyle, olasılıkla optimal tedavi için GK riski yüksek olan Hp(+) olguların tanımlanmasını kolaylaştırabileceği gibi yeni tedavi amaçlı terapötiklerin geliştirilmesine de katkı sunabileceği kanaatindeyiz.